Marifetname Ali Kara Hoca
Marifetname | Ali Kara Hoca
Sonsuz hamd-ü senalar kainatı yoktan var eden, kullarını yokluk sahasından varlık sahasına çıkartan ve onlara yazmayı öğreten alemlerin Rabbi olan Allaha, nihayetsiz salatü selamlar "Ümmetimin alimleri, İsrâiloğullarının peygamberleri gibidir.” Buyuran, fahri kainat efendimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ve evladına, zevcelerine, sahabesine ve yıldızlar gibi olan sahabeye tabi olanların üzerine olsun.
Elinizdeki eser, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerine ait olup yüzyıllar boyunca medreselerde ders kitabı olarak okutulmuş ve ümmeti Muhammedin başucu kitaplarından biri olmuş kıymetli bir eserdir. Marifetname tercümesi olarak pek çok eser var idiyse de, bu eserin diğer tercümelere karşı farkı, çizimlerin kalitesi arttırılmış ve herkesin anlayabilmesi için tercümesine gerekli ihtimam gösterilmiş olmasıdır.
Marifetname isimli bu eşsiz eserde; Arş'ın yaratılışının tertibinden , kürs'ü, cennetleri, gökleri, yerleri, denizleri, ışıkları, kıyamet alâmetlerini, kıyametin hal ve durumlarını, cihanın harap oluşunu ve yok oluşunu, ahiret aleminin ebediliğinden insanların hallerine, gezegenlerin tafsilatından, nefsin hallerine kadar pek çok mühim konuyu bulacaksınız.
Okurlarımıza bu eşsiz eseri takdim etmekle, bu hizmette bir nebze hissemiz olmasından dolayı Allahu teala’ya sonsuz hamdler olsun.
Habibi Muhammed sallallahu aleyhi ve selleme, âl ve ashabına salat ve selamlar olsun.
Allahu Teala hizmetlerimizi kabul eylesin ve bizleri dostlarının şefaatine nâil eylesin.
Böyle önemli eserleri yayınlamakla ehli sünnet yoluna hizmet eden tüm yayınevi görevlisi kardeşlerimize de ayrıca teşekkür ederim.
Ali Kara (26 Muharrem-1441 / 22 Eylül 2019)
Mükâşefetü'l-Kulûb konu itibariyle tasavvufî bir eserdir. İçerik itibariyle kalpleri hassas bir İslâmi hayata sevk etmeyi, oraya saf bir İslâmî hayatı sıkıştırmayı hedef edinen bir eserdir. Mükâşefetü'l-Kulûb bir Kalpleri İhyâ kitabıdır. Durumlarını tespit ve keşfedip aralayarak, ortaya çıkararak ıslaha çalışmayı öğreten bir eserdir. Tasavvuf kalp ile meşgul olan bir ilimdir. Malûmdur ki, kalp nasıl olursa dış âzâ ve yaşayış da ona uygun bir manzara arz eder. Allah Teâlâ'nın; Her kulun kalbini günde birkaç kere kontrol ettiği hadisinin mânâsına itibarla tasavvufta amellerin zuhur mahalli olan kalp ele alınmıştır. Bu her İslâm âliminin, Hakka ubûdiyyete kendini adamış her âbid ve zahidin başta ya da sonda yaşadıkları bir hayat tarzıdır. Cenâb-ı Hakk'ın her gün ziyaret ettiği kalp hiç şüphesiz ki temiz olmaya lâyıktır. Çünkü bir
kulun, Rabbine karşı (kölenin efendisine misali) edep kaidesidir. Edebi olmayan bir kulun Rabbi yanında itibarı olmaz. Hâlbuki bir köle için gaye, efendisinin teveccühünü kazanmasıdır. Kulun saadet ve huzuru da buna bağlıdır. Bu bakımdan kalp, kalplerin keşfi ve hâllerin bilinmesi (Mükâşefetü'l-Kulûb) gayet mühimdir.
Bu ürün için taksit yapılmamaktadır.